İstanbul Tuzla’da Türkoğlu Yatçılık bünyesinde son 40 yılda 720’den fazla irili-ufaklı tekneyi kızaktan denize indirerek önemli bir rekora imza atan Alaplılı Mesut Türkoğlu, “Onlarca yat ustası bizim firmada yetişti. Adeta bir okul gibi. Yat yapımında kullanılan İthal ürün malzemeleri döviz kuru sebebiyle Avrupalı rakiplerimiz daha uyguna alıyor. Bu şekilde haksız rekabet ediyoruz. Tüm zorluklara karşın, Türkiye yat sektöründe dünyada ilk beş ülkenin içinde” dedi.
YATÇILIK MESLEĞİNİN DE ZORLUKLARI VAR.
Yat sektöründe ithal malzemede yaşanan sıkıntıdan, kısıtlı imkanlarla ortaya konulan değerli yat teknelerine kadar sektörle ilgili hemen hemen her konuda açıklamalarda bulunan Mesut Türkoğlu, ile yaptığımız dolu dolu söyleşiden satırbaşları…
“Net konuşmak gerekirse, sektörün zorluları yok mu? Her meslekte olduğu gibi, malzeme sıkıntısı var. Biz Türkiye firmaları olarak, Dünyadan daha pahalıya malzeme alıyoruz. Tabi bunun yanında Avrupa’daki rakiplerimize göre, biz tekneyi daha ucuza yapmaya çalışıyorum ama Avrupa benden malzemeyi daha uygun fiyata bulup alıyor. Buda haksız rekabete yol açıyor.
Ben mesleğe ortaokul çağlarında 80’li yılların ortalarında başladım. Bugüne kadar yaptığımız tekne sayısı 700’ü geçti. Çalışan sayımız yoğunluğumuza göre 5 kişi ile 40 kişi arasında değişiyor.
Şirketimiz Türkoğlu Yatçılık 1984 yılında kuruldu. Her meslekte olduğu gibi bizim de mesleğin zorlukları var. Ciddi boyutta malzeme sıkıntısı yaşıyoruz, İthal malzemeler kısa zamanda elimize ulaşmıyor ve Avrupa’yla fiyat açısından da rekabet etme gücümüz kalmadı, onlar malzemeyi bizden daha ucuza alıyorlar ve ürünü daha uygun fiyata pazarlaya biliyor. Bizler ise daha pahalı alıyor ve daha ucuza satmaya çalışıyoruz.
GÜÇLÜ RAKİPLERİMİZ VAR.
Türkiye olarak ilk olarak rakibimiz İtalyanlar, İngiltere, İspanya, Hollanda ve Almanya büyük mega yatlar konusunda adından söz ettiriyor. Dünya piyasasında Türkiye olarak yat sektöründe ilk beşin içerisindeyiz. Bizim ülke olarak yapmış olduğumuz tekne ebadına, boyutuna bakıldığında bu söylemi ortaya koyabiliyoruz. Tekne büyüdükçe talep azalır, küçüldükçe talep artar.
Mesela yılda 11 metre boyunda 20 tane tekne yapabiliyoruz. Şu andaki alanımız bize yetmiyor, daha geniş alanımız olsaydı, bugün çok farklı şeyler konuşurduk. Biz rekabete 1-0 geride başlıyoruz. Bu atölyelerde imkansızlıklar içerisinde büyük işler yapılıyor. Buraya gelen müşterilerde şaşırıyor. Malum 1984 yılında yapılmış bir atölye ve sürekli tamirat yapmak zorunda kalıyoruz. Bizim için de faaliyet gösterdiğimiz bu alan yeterli değil.
KEŞKE AYTEK ALAPLI’YA GELMİŞ OLSAYDI.
Alaplı Aytek bir noktada çok önemli. Yat imalatı yapan firmalar olarak, bir an önce modern bir noktaya kavuşmamız gerekiyor. Keşke çoktan AYTEK Alaplı‘ya gelmiş olsaydı. 20 yıldır gündemde olan bir konu, Alaplı’ya ahşap yatçılığın gelmesi. Memleketimiz olan Alaplı‘ya bu sektörün gelmesi acil bir durum, vaziyet ve ihtiyaçtır.
ARA ELEMAN SIKINTISI YAŞANIYOR.
Diğer yandan sektörde ciddi bir eleman sıkıntısı yaşıyoruz. Liseyi bitiren bir genç, çırak olarak burada işe başlıyor ve kalfa ile yaşadığı en ufak bir problem de işi bırakıp gidiyor. Biz bu sektöre bu mesleğe genç yetiştiremiyoruz.
2008 yılında ekonomik kriz olmamış olsaydı belki de Alaplı’da yapacağımız AYTEK projesi bitmiş olacaktı. O yıl pek çok sipariş iptal edildi ve bizim sektörde ciddi bir krize girdi. En az bu sektörde de tekne yapabilmek için 1.5 dönüm alan gerekiyor. Özellikle fiberde kalıp çok kullanılıyor ve kalıp için yer yetersiz kaldığı için alanın geniş olması büyük ihtiyaç. Keşke, Aytek projesi hayata geçmiş olsa biz de İstanbul’dan memleketimize gelip ticaret yapabilseydik.
