Söz, ağzımızdan çıktığı andan itibaren muhatabımızda yankısını bulur. Ya onda olumlu duyguları harekete geçirir, ya da olumsuz. Bu sebeple ne söylediğimiz kadar nasıl söylediğimizde önemlidir.
Güzel söz söylemek dinimizin bir emridir. Allahü Teala “Kullarıma söyle, sözün güzelini söylesinler. Çünkü şeytan aralarını bozmaya çalışır.” (İsra 17/53) buyurur.
Güzel söz bazen bir tebessümdür, bazen bir teşekkürdür, bazen bir özür dilemedir, bazen bir selamdır, bazen de muhatabını anladığını hissettirmektir. Kaba ve kırıcı olmamaktır. Sözü yumuşak ve latif bir şekilde söylemektir.
Peygamber efendimiz (s.av.) her zaman güzel, doğru ve etkileyici sözler söylerdi. O’nun konuşmaları kırıcı değil; sevgi, merhamet ve hikmet doluydu. İnsanlarla konuşurken yumuşak bir dil kullanır, kimseyi kırmazdı. Birisi hata yaptığında onu rencide etmezdi. Çocuklarla konuşurken de onlara sevgiyle hitap ederdi.
Bir gün peygamberimiz (s.a.v) sokakta oynayan çocukların yanına uğramıştı. Onlara gülümseyerek:
“ Esselamü aleyküm ey çocuklar!” (Buhari, el-Edebü’l Müfret) diye selam vermiş, çocuklar bu güzel sözle ve ilgiyle çok mutlu olmuşlardı.
Mekke’de kendisine düşmanlık edenlere bile, peygamberimiz (s.a.v.) her zaman yumuşak ve güzel sözlerle yaklaşmıştır. Taif’te taşlandığında, “Allah’ım! Kavmime hidayet ver, çünkü onlar bilmiyorlar,” (Buhari,Enbiya,54) diye dua etmiştir.
Güzel sözün sadaka olduğunu söyleyerekte bizleri güzel söz söylemeye teşvik etmiştir.
Sözlerimiz kalplerimizin aynasıdır. Eğer kalplerimizde sevgi, merhamet, şefkat, her şeyden öte iman varsa, sözlerimiz hep güzeldir. Bal küpü, bal sızdırır denilir. Yani içimizi ne kadar güzel hasletlerle donatırsak dilimize yansıyanda o olur.
Rabbimiz İbrahim Suresi 24. Ayette güzel sözü, kökü sağlam, dalları göğe yükselen güzel bir ağaca benzetir. Nasıl ki kökü sağlam bir ağaç, gölgesiyle, meyvesiyle görseliyle insanlara fayda sağlarsa, güzel söz de güzel davranışlara, iyiliklere, dualara dönüşür.
Anne babalar çocuklarıyla iletişim kurarken güzel, doğru, sevgi dolu ifadelerle konuşursa yetiştirdiği çocuklar da hem güzel sözlü olur; hem de kendileriyle, çevreleriyle, doğayla barışık olurlar. Böyle çocuklar büyüdüklerinde Peygamberimizin (s.a.v.)“ Müslüman, elinden ve dilinden diğer müslümanların zarar görmediği kimsedir” (Buhari,İman,4) sözünde tanımladığı kişi olur.
Bazen sözü güzel söylemek kadar, susmakta kıymetlidir. Eğer söylediğimiz söz kırıcı, yalan, gıybet ya da gereksiz bir söz olacaksa susmayı tercih etmeli, Peygamber Efendimizin (s.a.v) “ Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa, ya hayır söylesin, ya da sussun” (Buhari,Edeb,31) çağrısını kendimize rehber edinmeliyiz.
Hilal UYSAL
Alaplı İlçe Vaizi

