Sadaka vermek denilince hepimizin aklına belirli bir mana geliyor o da: Maddi yardımda bulunmak. Sadaka vermenin ilk ve asıl anlamı böyle olsa da sadece maddi yardımla sınırlı da değildir. Bugünkü yazımda, Hz. Peygamber’in sadakanın sınırlarının genişliğini anlamamıza yardımcı olacağını düşündüğüm bir hadisi şerifinin anlamı üzerinde durmaya gayret edeceğim. Hadisimiz şu şekilde:
Hz. Peygamber (sas) Efendimiz: Her Müslümanın sadaka vermesi gerekir, dedi.
Ona: “Sadaka verecek bir şey bulamazsa ne desin?” denildi.
Hz. Peygamber Efendimiz: Kendi kol gücüyle çalışıp çabalar böylece kendisine fayda sağlar ve artanını da sadaka verir.
Hz. Peygamber (sas)’e buna da güç yetiremezse, denildi.
Hz. Peygamber: Yardım isteyen ihtiyaç sahibine yardım eder.
Hz. Peygamber’e buna da güç yetiremezse, denildi.
Hz. Peygamber: İnsanlara iyi fiilleri tavsiye eder.
Bunu da yapmaya güç yetiremezse ne buyurursun, denildi.
Hz. Peygamber (sas): Kötü fiillerden uzak durur. Çünkü bu da sadakadır, buyurdu.
Sevgili Peygamberimizin sadaka verecek kadar maddi genişliğe sahip olmayanların çalışmalarını tavsiye etmesi ve böylece fayda göreceklerini ifade etmesi, insanın yediği en hayırlı lokmanın kendi alın terinin mahsulü olması düşüncesiyle veren elin alan elden daha üstün olduğu anlayışının bir tezahürüdür. Zira veren el olacak kadar üstünlüğe sahip olamıyorsan, alan el olacak kadar da düşme, hiç değilse kendi yağında kavrul, başkalarına el açma mahcubiyetine düşmekten sakın, anlamını taşımaktadır. Ayrıca sadaka verecek kadar genişliğe ulaşamayacak olsan da ümitsizliğe kapılarak çalışmayı terk etme manasına sahiptir.
Eğer çalışma ve maişetini temin etme imkânına sahip olmayanlar varsa bu insanlarında kendileri başta olmak üzere insanlık alemine fayda sağlayacakları, durumlarına uygun hayırlı ameller vardır, boş durmak yerine bunlarla uğraşmaları, Müslüman ahlâkına boş durmaktan, faydasız ve zararlı işlerle meşgul olmaktan elbette daha hayırlıdır. Unutulmamalıdır ki, Allah, herkese gücü nispetinde sorumluluk yükler ve boş duranı Allah sevmez.
Yardım isteyen ihtiyaç sahibine yardım eder şeklinde tercüme edilen kısmın anlamı hadisin daha önceki kısmından anlaşıldığı üzere maddi yardımdan ziyade iş yapan ve işi hususunda yardım isteyene gerek kol gücüyle, gerek faydalı bilgiler vererek ve nasihat ederek yol göstermekle yahut dua etmekle yardım eder manasındadır.
Hazreti Peygamberin hadis-i şerifte teşvik ettiği amellere dikkat edilirse öncelikle fiili; bunlara güç yetmemesi durumunda ise, kavlî amellere teşvik etmektedir.
Hadis-i şerifte geçen kötü fiillerden uzak durmanın sadaka olmasının anlamı, malını Allah rızası için infak edene sevap verildiği gibi Allah’ın haram kıldığı bir fiili O yasakladı diye yapmamanın da bir mükâfatının olmasıdır.
Hadis-i şerifin nihayetindeki en son nebevî tavsiye lisanımızdaki “gölge etme ihsan istemez.” sözünü de hatırlatmaktadır. Belki de zikredilen bunca faydalı amel olmasına rağmen hiç birisini yapamayacak kadar aciz birisi varsa, yapılan faydalı amellere engel olmasın, bunların aleyhinde faaliyette bulunmasın, yapamıyorsa; yapılanı yıkmasın, kötü fiille İslam toplumunda gedik açmasın manasını ifade etmektedir.
Hadis-i şerifin parça parça anlamı üzerinde durduktan sonra genel manasının, sadaka vermeye gücü yeten insanların sadaka vermeleri, diğer sayılan amelleri yapmalarından daha faziletli iken sadaka verecek kadar maddi genişliğe sahip olmayanların Hz. Peygamberin zikrettiği diğer faydalı işleri yaparak sadaka sevabı alabilecekleri olduğu söylenebilir.

