2020 yılında Türkiye’yi evlerine kapatan pandeminin inşallah tekrarı olmaz. İşte size o günlerde Alaplı’da yaşanan gerçek bir hikaye anlatacağım.
Alaplı’da 3 çocuk sahibi kendi halinde ailesi ile mutlu bir şekilde yaşayan bir anneydi o. Ta ki, 2020 yılında pandemi salgının acımasız yüzünü kendine gösterdiği güne kadar…
Ne geldiyse başına, misafirperverliğinden, kadirşinaslığından gelmişti.
Kapısı dostlarına, akrabalarına açık olmasının, evinde ailecek misafiri ağırlamayı sevmenin bu küresel salgında bir bedeli vardı.
Evine gelen bir akrabasından pandemi virüsü kaptı ve teşhis konulduktan sonra, tam 11 gün Kdz. Ereğli Devlet Hastanesinde ölüm kalım savaşı verdi. Bu sürede eşinden, çocuklarından ayrı kaldı, tedavi gördü, kimseyle görüşemedi. Zaman zaman çocukları ile telefonda görüşüyor, hasret gideriyordu.
Annesi gibi oda ev hanımıydı, babası ise geçimini pazarcılık yaparak sağlıyordu.
Kendisi bu hastalığa yakalanmış olmasına karşın, eşi ve çocuklarına virüs bulaşmamıştı, onlar temizdi. Yalnız onlarda temaslı vaka oldukları için Alaplı’nın bir köyünde Sağlık Müdürlüğü tarafından karantina altına alınmışlardı.
Hem onları virüsten korumak, hem de hastanede taburcu olduktan sonra 14 günlük karantina süresini doldurmak için Hastaneden taburcu olur olmaz köye çocuklarının ve ailesinin yanında gitmedi, şehir merkezinde bir evde dört duvar arasında 14 gün adeta hapishane hayatı yaşadı.
Zaman geçmiyordu, sık sık telefonda ailesiyle konuşuyor, çocukları ise buram buram gözünde tütüyordu. Hastanede 11 gün, evde ise 14 gün onlardan uzak geçirdi. Tam 25 gündür çocuklarını göremedi.
Karantina nedir, en iyi o biliyordu.
Son kontroller için Kdz. Ereğli devlet Hastanesi’ndeki doktorundan randevu aldı, özgür olmak istiyor, karantinadan çıkmayı ve çocuklarına kavuşmayı arzuluyordu.
Son olarak ambulansla tekrar hastaneye götürüldü, tomografisi çekildi, tahlilleri yapıldı. Doktor müjdeli haberi çok geçmeden kendisine verdi. Hastalığı tamamıyla atlatmıştı, Korona belasını def etmişti hayatından…
Köye gidip çocuklara kavuşması için bir engel yok diye düşündü, yalnız bir sorun vardı.
Sağlık Müdürlüğü ekipleri kendisini uyardı: “Alaplı merkeze yani ikametgâhına gidersen sorun yok, oradan çıkıp istediğin yere özgürce gidebilirsin. Markete, manava, kasaptan alışveriş yapabilirsin. Normal sivil vatandaşlar gibi gezebilirsin. Şayet köydeki eve gidersen sizin aile büyükleri içinde temaslı başka vakalar var, onların karantina süresinin dolmasına az bir zaman kaldı, onlarda temaslı vaka olduğu için yanlarına gitmen halinde sende tekrar 14 gün daha karantinaya girmek zorunda kalırsın, evden çıkamazsın, karantinaya alınırsın dediler.
Bu şu demekti, hastanede yattığı süre ile birlikte karantina süresi 40 güne çıkacaktı.
Hiç düşünmedi bile, “Çocuklarım yanında olayımda ne olursa olsun” dedi. Köyün yolunu tuttu, eve ulaştı ve günlerdir kokusunu özlediği, sadece telefonda sesini duyabildiği çocuklarına hasretle sarıldı, saçlarını okşadı.
“Karantinadayım ama çocuklarımın ve ailemin yanında huzurluyum” dedi.
İşte o annenin, 14 günlük karantina süresi de bitti ve Alaplı’daki evine döndü.
Hiçbir şey olmamış gibi evde eski hayatlarına geri döndüler.
Ondan geriye ise karantinada geçen 40 gün kaldı.
Ne diyelim; Allah bizleri o zor günleri tekrar yaşatmasın. Hepimizin hayatta yaşayacak sınavları var.