Ramazan’ın son günlerini eda ederken, içimizi başka bir sevinç kapladı. Kadirli, kıymetli bir geceye kavuşabilmenin heyecanı… Bu geceyi Kerim Kitabımız Kur’an şöyle anlatıyor:
Rahmeti sonsuz merhameti sınırsız olan Allah’ın adıyla
Biz Kur’an’ı Kadir (hüküm, takdir) gecesinde indirmeye başladık. Sen Kadir gecesinin nasıl bir gece olduğunu bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.
O gece melekler ve Cebrail Rablerinin izniyle her türlü iş için kendine verilen her görevi yerine getirmek için yücelerden iner dururlar. İşte o gece tan yeri ağarıncaya kadar tam bir huzur ve esenlik iklimidir (Kadir Sûresi, 1-5).
Bu geceyi değerli kılan Kur’an’dır. Rabbimizin kullarına rahmeti ve merhametidir. Sözlerin en doğrusu ve en güzelidir. Bu kitap hepimize ilmi, irfanı, edep ve hayâyı öğreten yüce bir hidayet rehberidir. Ruhlarımıza huzur ve sükûnet veren, yeryüzünün ve insanın imarının kodlarını bizlere öğreten ilahi bir nurdur. Artık insanlığın sonuna kadar evrenin rehberidir.
Neden Bin Ay
Bu ifade seksen üç sene dört aylık bir süreye denk gelir. Geçmişteki salih kimselerin bir ömür boyu kazandıkları manevi mertebeyi bir gece içinde elde etme fırsatıdır. Resulullah sahabilere İsrailoğullarından bir kimsenin Allah yolunda bin ay boyunca silâhlı olarak cihat ettiğini anlatmıştı. Sahabiler bunu duyunca şaşırdılar ve kendi amellerini az, gördüler. Bunun üzerine Kadir Suresi indirildi. Başka bir rivayette Peygamberimiz sahabilere İsrailoğullarından dört kişinin seksen sene boyunca hiç günah işlemeden ibadet ettiklerini anlattı. Sahabiler buna şaşırdı. Cebrail Aleyhisselâm geldi, “Yâ Muhammed, ümmetin o birkaç kişinin seksen sene ibadetinde hayrete düştüler. Allah sana ondan daha hayırlısını indirmiştir.” diyerek Kadir Suresini okudu ve “İşte bu senin ve ümmetinin hayran kalışından daha hayırlıdır.” buyurdu.
Diğer bir rivayette Resulullah’a bütün ümmetlerin ömürleri gösterilmişti. Kendi ümmetinin ömrünü kısa görünce, ömrü uzun olan ümmetlerin amellerini düşündü. Kendi ümmetinin bu kısa ömürlerinde yaptıkları amellerle onlara ulaşamayacakları endişesi içinde üzüldü. Yüce Allah da Habibine, bu üzüntüsüne mukabil Kadir Gecesini vererek diğer ümmetlerin bin yılından daha hayırlı kıldı.
Bu geceyi değerli kılan Kur’an’ın bu zaman diliminde nazil olmaya başlanmasıdır. Eğer bir insan vahiy pınarından nasibini almak için gayret ederse bu ilahi rahmet deryasından feyizlenmiş olur. Bu gece ömürlük bir gece olduğu için yaşantımıza bir anlam katması gerekir. Bu da nasıl olur? Allah’ın dinini anlamaya ve yaşamaya çalışmakla mümkündür.
BU GECEYİ NASIL DEĞERLENDİRMELİ?
Bu gece nasıl dua edeyim diye soran Hz. Aişe annemize Peygamberimiz: “Allah’ım sen affedicisin, affetmeyi seversin beni de affeyle! diye dua et.” buyurmuş.
Allah’ın meleklerinin yeryüzüne bol bol indiği bir gece. Bir hadiste, “O gece yeryüzüne inen meleklerin sayısı çakıl taşlarının sayısından çok daha fazladır.” buyurulmuştur (Müsned, II/27). Onların getirdikleri emanete sahip çıkmak lazım. amazan’ın son günleri cehennem azabından kurtuluş günleridir. Dünyevi meşgalelerden kendimizi soyutlayıp, vaktimizi ibadet ve taate ayırdığımız itikaf günleridir.
Allah Resulü: “Bir kimse inanarak ve sevabını sadece Allah’tan alacağını ümit ederek Kadir gecesini değerlendirirse geçmiş günahları affedilir.” müjdesini veriyor (Tirmizî, Deavât, 84). Bu gece Rabbimizin engin rahmetine sığınalım. Günahlarımıza tövbe edelim, bağışlanmamız için istiğfarda bulunalım. Namaz kılalım, kılamadıklarımızı kaza edelim. Hayır hasenat yapalım, anne baba başta olmak üzere akraba, komşu ve dostlarımızı mümkünse ziyaret değilse arayıp hâl hatırlarını soralım. Yetimin başını okşayıp onları sevindirelim. İhtiyaç sahiplerine yardım elimizi ve gönlümüzü açalım. Ölmüşlerimize rahmet okuyalım. Doğaya ve varlığa karşı duyarlı olalım. İşte o zaman bölük bölük inen meleklerin varlığı ile sıkıntılarımız hafifleyecek, inşiraha erecek gönüllerimiz ve sekinet bulacak ruhlarımız.
Bu mübarek gün ve geceleri hakkıyla değerlendirebilmeyi Mevla’m hepimize nasip eylesin.
Yılmaz Çelik