Miladi yeni bir yıla girerken aynı gün hicrî takvime göre de üç ayları karşılamanın mutluluğu ve manevî heyecanını yaşıyoruz. Rabbim sağlık ve afiyetle bu bereketli günlerden en iyi şekilde faydalanan bir kul olabilmeyi hepimize nasip eylesin.
Yeni yılda hepimiz iman ettiğimiz hakikatlerden biri olan kaderimizin karşımıza ne çıkaracağını merak ediyoruz. Hayat hepimiz için bir sonraki sahnesini bilemediğimiz tevafuklarla dolu.
Yılbaşı deyince aklımıza ilk olarak batı kültürünün bizlere dayattığı, yurdum insanının da bilincinde ve farkında olmadan yaptığı maneviyat erozyonu geliyor. Bir düşünür kültürü tarif ederken şu benzetmeyi yapar: Aslan yediği yiyecekle aslan olur ama onun şeklini almaz. Sabah tavşan yiyen aslan tavşan olmaz, akşam keçi yiyen aslan da keçi olmaz der. Kültür de böyledir, diğer kültürlerden etkilenir ama onların esiri olmaz veya onların potasında eriyip gitmez. Başka kültürler bizi silip süpürürse bunun adı kimlik kaybı felaketi olur. Bu erozyonun paketlenmiş, süslenmiş ve bizlere servis edilmiş birkaç türünden bahsetmek istiyorum.
YILBAŞI TEHLİKELERİ
1.Noel Baba!
Noel Baba bize ne getirir?
Bu sorunun cevabını içinizden seslendirin bakalım…
Kapıdan bacadan, pencereden, aşağıdan yukarıdan gelip de size, bize çocuklara hediye mi getirir? Bu sorunun cevabı kocaman HAYIR! Peki, o zaman ne getirir? Yanıtları hazin de olsa sıralayalım: Hristiyan kültürünü, hurafeyi, batılı, yanlış bir algıyı ve yönelimi, bizi bizden uzaklaştıran felaketi ve değerlerimizde kayboluşu bizlere empoze eder.
2.Çam ağacı!
Süslü ve ışıklı çam ağacı hakkında ne dersiniz?
Hani yeşili sever ve korurduk! Yılbaşı olunca bunun istisnası mı oluyor, elbette ki hayır. Bizim milli ve manevi değerlerimize göre bu simge hiçbir şey ifade etmez. Bu da batının bize enjekte ettiği Hristiyan kültürünün sessiz sözcüsüdür.
3.Yılbaşına özel eğlence ve şans oyunları!
Peki, yılbaşına özel şans oyunları, piyango vb. şeylere ne demeli… Bunlar hukuki olarak yasal olsa da dini yasaklar kapsamında olduğu izahtan varestedir. İfadelerdeki kulağa hoş geliş bunun fetva boyutunu değiştirmez. Kazançlı görünüp de kaybetmemek gerekir. Bir elimiz yağda diğeri balda olsa da bu kazanç helal olmadıktan sonra neye yarar ki…
Yılbaşı diye alkol, uyuşturucu, gayrı meşru ortamlarda eğlenmeye ne demeli! Sadece yılbaşına özel değil 7/24 Müslümanız Elhamdülillah! Özel gün ve geceler haram olanı helal kılmaz, yanlışı doğru yapmaz. Aman ne olur, yılda bir, ayda bir, ara sıra gibi yaklaşımlar bağımlılığın başlangıç aşamasıdır, şeytanın vesvesesidir. Kötülüğün değil iyiliğin bağımlısı olmak gerek.
Peygamber Efendimiz “Kim bir kavme benzerse o da onlardandır.” buyurdu. Toplum olarak en güzel yaklaşım milli kültürümüze ve maneviyatımıza uygun olmayan gayrimüslimlerin ithal yaşamlarından uzak durmaktır.
1 Ocak 2025 tarihi hicri takvime göre üç ayların başlangıcıdır. Yani bu çarşamba hoş geldin ey Receb-i Şerif diyeceğiz. Peygamberimizin “Allah’ım Recep ve Şaban’ı bize bereketli kıl ve bizleri Ramazan’a ulaştır! diye önemine dikkat çektiği bu kutlu mevsimin, gönül dünyamızda nice çiçeklerin açmasına vesile olmasını Mevlâ’dan niyaz ediyorum.
Yılmaz Çelik