Alaplı İlçesinde doğmuş, Sabırlı Köyünde büyümüş ve bugünlerde İstanbul Çamlıca’da bulunan (TCG) Fora Hukuk Bürosu bünyesinde iki ortağı ile birlikte Avukatlık mesleğini başarı ile yürüten Sinan Güzel, “Mesleği ileriye taşıyacak, ülkeye faydalı olabilecek insanları yetiştirmek bizim için bir ideal” dedi.
Türkiye’de Uluslararası Hukuk, Deniz Ticaret Hukuku alanında uzmanlaşmış isimlerden biri olan Avukat Güzel, mesleki faaliyetlerini 2000 yılından bu yana yerel ve uluslararası alanlarda İstanbul’da sürdürüyor.
Başta Deniz Ticaret Hukuku olmak üzere; kara ticareti, şirketler, gayrimenkul, vergi, iş hukuku, uluslararası emtia satış sözleşmeleri, taşıma ve lojistik sektörüne özgü hukuk alanlarında yürüttüğü faaliyeleri ile alanının önde gelen Avukatlarından biri olan Güzel, şirket satın alma ve birleşmeleri, doğrudan yabancı yatırımlar ve proje geliştirme ağırlıklı olmak üzere, hukukun farklı alanlarında da avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti veriyor.
BAŞARI MERDİVENLERİNİ TEK TEK TIRMANIYOR.
Meslekte başarı merdivenlerini tek tek tırmananan Avukat Güzel ile yaptığımız işte o söyleşi:
“1977 yılında Alaplı’da doğdum, Sabırlı Köyü’nde büyüdüm. Alaplı Merkez İlkokulunda ilk öğrenimimi, ortaokul ve lise eğititmimi ise Kdz. Ereğli Anadolu Lisesi’nde 1995 yılında tamamladım. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1999 yılında mezun oldum. İlkokuldan beri hayalim avukatlık mesleğiydi. Eğitimin önemini ailemizde bizlere ilk aşılayan rahmetli babam Adem Güzel’di, ayrıca önümüzde rol model olarak da abim Ali Güzel yer almaktaydı. İlkokul öğretmenim Hayri Uysal’ın da bu konuda belleğimde bırakmış olduğu olumlu anlamdaki izlerin önemini inkar edemem. Sanırım bu etki ailemizde devam ediyor ki diğer alanlarda son derece başarılı eğitim hayatı olanların yanında şu anda kendi kızım da dahil olmak üzere ailemizde altı hukukçumuz var. Bu da tabiki benim için son derece büyük bir gurur kaynağı.
Üniversite mezuniyetimin hemen ardınan avukatlık mesleğinin önemli alanlarından biri olan Deniz Ticaret Hukuku alanında çalışma idealiyle, bu alanın dünyadaki en önemli merkezlerinden biri olan İstanbul’a geldim. Mesleki olarak Deniz Ticaret Hukuku’na yönelmemin derslere olan ilgimin yanında bu alanın genelde meslekte ulaşılamaz bir alan gibi görülmesinin getirdiği mücadele isteğiydi. 2000 yılında İstanbul’da, Londra merkezli bir İngiliz hukuk bürosunda çalışmaya başladım. 8 yıl kadar İngiliz bir Avukatla birlikte, Uluslararsı Denizcilik ve Sigorta Şirketleri ile doğrudan çalışma imkanı buldum. Akabinde 2008 yılında ortaklarımla birlikte kendi ofisimi kurdum. Ana faaliyet alanımız Deniz Ticaret Hukuku. Ağırlıklı müvekkil portföyümüz yurtdışında ve yurtiçinde yerleşik deniz taşımacılığı, demir çelik, tahıl ve ilgili diğer sektörlerde faaliyet gösteren şirketler ile yine bu alana hizmet veren sigorta kuruluşlarıdır. Ofisimizde şu anda stajyerlerle birlikte 8 avukat çalışanımız bulunmaktadır.
Siyasetle fiilen uğraşmak gibi bir düşüncem en azından şu an için yok. Bundan sonraki süreçte Uluslararası Hukuk alanında çalışmaya devam edeceğim. Aynı zamanda, meslekte edindiğim tecrübeleri yeni nesile aktarmak üzere bir üniversitede Uluslararası Denizcilik Sözleşmeleri konusunda ders vermek üzere görüşmeler yapıyorum. Yeni nesilden yetenekli ve başarılı hukukçulara destek olma idealini de taşıyorum. Sanırım gençlere destek olma anlamında babamın bizlerde derin bir etkisi bulunmakta; kendisi uzun yıllar Libya’da çalışmış ve hiçbir menfaat beklemeden memleketimizden birçok insanın elinden tutarak iş sahibi olmalarına vesile olmuştur.
“ALAPLI BÜYÜK BİR POTANSİYEL BARINDIRIYOR.”
Çocukluğumun ve ilk gençlik yıllarımın geçtiği Alaplı’yı seviyorum. Neticede memleketim ve gittiğimde yakınlarımla, eski arkadaşlarımla görüşmek kendimi iyi hissettiriyor. Alaplı’nın gerek yetişmiş ve eğitimli insan kaynağı, gerek coğrafi gerekse de ticari olarak ciddi bir potansiyeli olduğuna, ancak bu bu potansiyelin yeterince kullanılamadığına inanıyorum. Alaplı’dan yetişmiş bir çok başarılı insan olduğunu ama bu insanlar arasında yeterli iletişimin olmadığını görüyorum. Bence, Alaplı bu potansiyel ile olması gereken gelişimi henüz gösteremedi. Anadolu’nun çeşitli şehirlerine baktığımızda bu birçok şehrin potnasiyellerini ulusal ve uluslararası anlamda çok etkin bir şekilde kullandığını görüyoruz. Dönem dönem Alaplıllı iş adamları ve sanayicilerle bir araya geldiğimizde, onların gelecek planlarıyla birlikte bu potansiyelin gelecekte Alaplı’yı olması gereken seviyeye getireceğine olan inancım pekişiyor. Ayrıca kendi alanımla ilgili olarak son dönemde yapılan Liman ve Tersane yatırımlarının da Alaplı’yı dünyaya açacağını ve insanmız için son derece faydalı olacağını düşünüyorum.
Alaplı’dan yeni nesilden çıkan çok yetenekli ve başarılı öğrencilerin, gençlerin olduğunu görmek gurur verici. Bizler de, gerek kendi mesleğimizle ilgili gerekse de denizcilik sektörüyle ilgili olarak bize ulaşanlara elimizden geldiğince faydalı olmaya çalışıyoruz. Alaplı’nın özellikle ileri gelenlerinin, gelecek vaat eden bu yetenekli gençlere burs ve diğer konularda destek vermelerini umut ediyorum; bunu bireysel anlamda yapanların olduğunu da biliyorum ancak bunun teker teker bireysel olarak değil, bir organizasyonla, bir dernek çatısı altında yapılarak ihtiyacı olan gençlere doğrudan ulaşarak el uzatmanın hem memleketimiz hem de ülkemiz için faydalı olacağına inanıyorum. Alaplılı büyüklerimizle, dostlarımızla zaman zaman bu konularda sohbet ediyoruz. Daha önce var olan derneğin daha nitelikli ve daha özgün amaçlara yönelik olarak harekete geçirilmesi gerekiyor.”
