Şükrü Aşçıbaşı

SAHTE HESAP

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yazının başı ve sonu Celaleddin-i Rumi rahmetullahi aleyhe atıf ile olsun istiyorum. Nice elbiseler gördüm içinde insan yok nice insanlar gördüm üzerlerinde elbise yok. Mübareğin sözünün geçerliliği ve hakikati hala ilk günkü gibi devam etse de sanal alemdeki iki yüzlülük gerçeğine şu şekilde uyarlanabilir düşüncesindeyim: Nice hesaplar gördüm yöneten insanı yok nice insanlar gördüm yönettikleri hesap yok! Diyerek yazımın asıl konusu olan sahte hesapları bir açıdan da olsa ele almaya başlamak istiyorum.

İnsan neden fake hesap kullanır, ismi ve resmi ile başka bir insan izlenimi uyandırmak ister, sahte hesapları niçin açar? Herkes için aynı cevabı kesin olarak vermek işin merkezinde insan olan her meselede olduğu gibi bu konuda da doğru değildir. Sorunun tek bir cevabı da olamayabilir tabii. Ama bu durumun içerisine giren büyük bir kesim için gerçek kimliği ile yapamadığı, söyleyemediği eylem ve söylemleri daha rahat bir şekilde yapabilme arzusudur diyebiliriz. Kendisine yakışmayacak, toplumsal kimlik ve itibarına aykırı eylemleri daha az riskle yapabilme arzusudur diye az daha geniş bir ifade kullanabiliriz. Bu eylemlerinde genel itibari ile günah, haram ya da toplumun kabul etmediği bir yapı arz ettiklerini anlamak ise hiç güç olmasa gerek. Aslında insanın böyle bir hadise içerisinde olması iki yüzlülüktür. İki yüzlülük ise inanan bir insana yakışmayacak ahlaki bir olumsuzluktur. Kendi fake hesabı ile insanları kandırabileceğini düşünebilecek kadar kurnazlık, Allah’ı hiçbir şekilde aldatamayacağı bilincinden de yoksunluktur. Aslında bu iki davranış yani iki yüzlülük ve aldatma Kur’an-ı Kerimde münafıkların özelliklerinin karakteristik yapı taşlarıdır (2/9,14.). Toplumsal nifak diyebileceğimiz lisan-ı halleri ile ‘Ne yardan geçerim ne serden’ diyen bu durumdaki insanlar hem toplum içerisindeki itibarlarını, konumlarını kaybetmeyi göze alamamakta, hem de arzu ve isteklerinden vazgeçememektedirler. Ayrıca gerçek fikir ve yüzlerini savunma ve sergileme cesareti de gösterememektedirler. Yani durumları tam anlamıyla iki arada bir derede kalma halidir. Bu durumdaki kişinin yaşadığı hal toplum açısından ne kadar tahrip gücüne sahipse belki de bu durumun öznesi olan insan açısından daha yıkıcıdır. İçten içe korkaklığını hissetme, bilme, kendisini ifade etme cesaretini gösterememe sanal alemin dışında maskeli, sanal, yapmacık bir hayat yaşama mecburiyeti içerisinde olma nasıl bir hale getirir insanı bir düşünsenize! İnsan yorulur yahu maske değiştirmekten, role girmekte zorlanır hiç değilse. Bu hayatta film değil ki kestik baştan çekiyoruz diyebilsin, falsoyu verdi mi kuruntular içten içe kemirir yer bitirir insanı. Duvarı nem iki yüzlüyü kaygı bitirir. Gözlemlerime dayanarak bu durum bu haldeki insanları agresif, bir başına, sinirli, mutsuz ve depresif kişiler haline getirdiğini düşünüyorum. Problem Celaleddin-i Rumi’nin dediği “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” esasına riayetsizlik, bunu becerememek, gerçek yüzü ile var olamamak bunun bedelini ödemekten çekinmek. Bu ruh halinin topluma yansıması ise toplumdaki agresif ve gergin ortam. Bu durumdaki insanlara diyeceğim son söz sahte hesaplarınızdaki yaptığınız paylaşım, başlattığınız etkileşim, yazı, beğeni her ne varsa gerçek hesabınızdaki amel defterinizde kaydediliyor. Toplumun huzurunu kaçırma yolunda ilerlerken ki kullandığınız hesaplar gün gelecek başınıza bela olacak. Sanal alemin de gerçek bir hesabı elbette olacak.

SAHTE HESAP
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir