Derinden bir çabalama var. İşte ben buyum duruşu var. Ben Alaplı’da kimseye haksız yere yanlış yapmadım demek var, vakarlı bir eziklik var, Kdz. Ereğli ve Alaplı ile dertlenen bir vekilin dokunaklı sığınak arayışı var. Bu kadar mücadele fazla bir iki proje yapsak durumu idare ederiz. Demek yok. Tüyleri diken diken bir durum var, içe gömülmüş bir mücadele var, “beni şimdiye kadar bu göreve niye getirmediler” tarzı bir azim ve kararlılık mesajı var.
Bazılarında olabilir ama onda yeğeni nereye işe soksam derdi yok! Hatta soktuğu da yok…
Ve bütün bunlar zerre kadar yapaylık barındırmayan muazzam bir doğallık içinde!
Çok ama çok etkileyici bir fotoğraf karesi
KUŞ SESLERİ…
Temiz havası ve kuş sesleri eşliğinde gidilen Bölüklüyaylası, doğasıyla doğaseverlerin uğrak noktalarından biri olabilecek yaylaya araba vasıtasıyla gidilmektedir. Yaylanın 4-5 kilometre uzağında yer alan dünya bulunan en yaşlı ağaçlardan biri olarak geçmektedir.
Bronz Çağı’ndan kalan porsun ağacı, dünyada bulunan en yaşlı 5. Ağaç olarak tescillenmiştir. Yaklaşık 4 bin 116 yaşında olan porsuk ağacı ile birlikte aynı yol üzerinde bulunan bin yaşını geçmiş olan pek çok porsuk ağacından sonra Gümeli Tabiat Parkı bulunuyor. Bilimsel tescilli olan bu ağacın boyu, yaşı ve uzunluğu gövdesin olan bozulmalar laboratuvar tarafından araştırılmaktadır. 2020 yılında 4116 yaşına girmiştir. Buradaki porsuk ağacına ‘’ardıç ağacı’’ denilmektedir.
İçerisinde pek çok hayvan türünün de bulunduğu yaylada çadır kurularak kamp yapabilmek mümkündür. Gezinti sırasında avcılık yapmak ve ateşli silah kullanmak yasaktır. Gezerken etrafta otantik yapılı ahşap evler de görmek mümkündür.
Buradaki ağaçlarda Kasım, Aralık ve Ocak aylarına kadar böcek ya da kurtlanma olmadığı söyleniyor. Eski yapıdaki evleri uzun süre kullanabilmek için kestane ve kayın ağaçlarını bu mevsimlerde keserlermiş. Burada bulunan ahşap evlerin çatıları hartama tekniği ile kapatılmıştır. 80 santimetreye kadar ulaşabilen 2-3 santim olarak kesilen ahşap parçalar üst üste konularak örtülmektedir. Terk edilmiş ve yıkılmış evler de görmek mümkün.
Önceleri buralarda Mayıs ayında gelenler kar yağışına kadar burada kalıp hayvanlarını otlatıyorlarmış. Yaylanın alt yapısında sabit bir elektrik bulunmamaktadır. Yaylacıların günlük ihtiyaçlarını karşıladıkları evlerinin üzerine güneş panelleri kurulmuştur. Son zamanlar ise yaylaya piknik masaları yerleştirilmiştir. Pansiyon olarak da konaklaması mümkün olan yaylaya konaklama projesi de düşünülmektedir.
Ülkenin her bölgesinden turist çeken yaylanın doğal oluşu ve temiz havasıyla doğa turizmine katkıda bulunuyor.