Bugünkü köşemize Alaplı’yı anlatan bir yazı bırakalım istedim.
ALAPLI; doğanın, beşeri kültürün, tarihin, tüm ihtişamı ile yaşandığı bir kenttir.
Karaelmas diyarı Zonguldak’ın İstanbul ve Ankara’ya açılan kapısıdır aynı zamanda.
Kdz. Ereğli ile Akçakoca İlçeleri arasında âdeta gerdanlık köprü gibi duran, denizlerin mavi sonsuzluğundan bin 670 metre yüksek rakımlı yemyeşil yaylaların, anıt ağaçların zirvelerine götüren, Bizanslılardan, Ceneviz uygarlığına, Roma’lılardan, Selçuklu’ya, Mariyanlılardan, Osmanlı’ya kadar nice medeniyetin, kültürün, 3 bin yıllık tarihiyle, Batı Karadeniz’in incisidir Alaplı
***
TARİHİ AĞAÇ…
Temiz havanın başınızı döndüreceği Gümeli Bölüklü ve Bacaklı yaylalarının eteklerinde yer alan anıt ağaçlar, mükemmel coğrafyası ile karşılar bizleri.
Her dem, yeni bir rüzgar eser anıt ağacın dallarına..
İşte Dünyanın en yaşlı 5 ağacından biri, ülkemizin en yaşlı porsuk ağacı.
Muhteşem doğanın yarattığı eşsiz bir hazine olan eski çağlardan bu yana ayakta kalmayı başaran, içinize çektiğiniz havasıyla ömrünüze ömür katan bu yıl 4 Bin 119 yaşına giren Alaplı İlçesine bağlı tek belde olan Gümeli’de yer alan anıt ağaçlar ve tabiat anıtı…
Araçlarla gidebileceğiniz dağ yolunun sona ermesinin ardından yeşilin ve bitki türlerinin her tonunu bünyesinde barındıran ağaçlar arasından akan şelalelerin şırıltılarının kuş seslerine karıştığı ormandaki patika yolda keçilerle, koyunların eşliğinde yürüyerek Türkiye’nin en yaşlı porsuk ağaçlarına ulaşılabilirsiniz.
***
ALAPLI ŞEHİR MERKEZİ
Dağ eteklerinde kurulmuş yem yeşil bir vadi olan Alaplı’da şehir merkezi birbirine bitişik binalardan oluşmaktadır. Azda olsa Rumlardan kalan işyerleri dikkat çekmektedir. Değişim bazı mahallelerini karakterine tesir eder, ama özünü hep korur.
Alaplı, değişimi hep yaşar. Zonguldak’ın giriş merkezi olması sebebiyle önemli bir yerleşim birimi olmuştur hep. Bir balıkçı kasabası olan Alaplı’da eskiden kalma bir fotoğraf geçmişse elinize, onu yad eder gibi olursunuz.
***
GÜMELİ YAYLALARI…
Zonguldak’ın en yüksek tepesi olan Bin 637 metre yükseklikteki Bacaklı Yayla Tepesi ve dağın eteğindeki Bölüklü Yaylası, doğal güzellikleriyle büyüler herkesi.
Alaplı Çayının şırıl sırıl coşkun akan kaynak sularına ev sahipliği yapan Bölüklü’den, Bacaklı yaylasına doğanın içinde güzel bir yolculuk bekler sizleri.
Gümeli beldesinde bulunan yaylalar ve yayla evleri, yeşilin her tonunun görülebildiği, rüzgarın sesine sinmiş kuşların bestelediği cıvıltılar ve sık ormanlar arasında foto safari ve yayla turizmi için doğaseverlere kucağını açmış bekliyor.
***
TARİHİ KADINLAR PAZARI
Kırsal alanda çiftçilik yapan Alaplılı kadınların kendi elleriyle, tamamıyla doğal olarak yetiştirdiği sebze-meyve ve süt ürünleri tarihi kadınlar pazarında 250 yıldır halka sunuluyor.
1800’lü yıllardan bugüne süren gelenek, Alaplı’da emeği ile çalışan kadınlar tarafından taze yeşillikleri satarak sürmektedir. Kadınların bir araya gelip, alışveriş ettikleri bir mekan olan Kadınlar pazarı zaman içinde gelişerek modernleştirilerek, bugünkü halini almıştır.
***
ALAPLI MERKEZ CAMİİ
Alaplı’da hep sonsuz bir birlik ve kardeşlik çağrısıdır camiler. İlçenin en eski tarihi camii 1812 yılında yapılırken aynı zaman da Alaplı’nın en eski binası. 200 yıllık Alaplı merkez camii bir kez daha yankılanır kulaklarda geçmişin yüzyıl öncesinin sesi.
***
KONAK EVLER
Tarihi Alaplı evlerinden oluşan konaklarda, çevreye Selçuklular ve Osmanlıların sonrası ışık tutmaktadır. Bir nevi konaklar, insanın ve mekanın yolculuğunu anlatır. Türkülere, filmlere ev sahipliği yapmış, derin bir kültürün ürünü, Alaplı’nın bir başka taşınmaz kültür mirası olarak dikkat çeken konaklar, geleneksel dokunun yaşatıldığı, yöresel mimarinin en güzel örneğini sunar bizlere…
***
DEĞİRMENCİLİK
Orman içine gizlenmiş bir köy, tarih kokan duvarları ile babadan oğula geçen bu meslek onların geçim kaynağıdır. İlçenin diğer tarihi eserlerinden çok ama çok farklı.
Ürettikleri tamamıyla el becerisi ve insan gücüne dayanır. Parmakla gösterilecek bu meslekte 70 yılını devirmiş ustalar. Günümüzde unutulmaya yüz tutmuş bir geleneği yani su değirmeni ile çalışan çarkları elinde mısır ve buğdayı ile gelen çiftçilerin ekmeği aşı olur. Bu değirmenler unutulmuş meslekler arasında tarihe âdeta meydan okur.
Alaplı’nın en eski değirmeni İsafakıhlı Değirmeni, Cumhuriyet öncesi dönemden öncesine ait.
***
ÇEKMEN BEZİ
Birçok eski kültüre ve çok sayıda esere ev sahipliği yapıyor.
Çekmen bezi yine hünerli kadınlarımızın ellerinde hayat bulur. Günümüze kadar önemini koruyan Alaplı kültürünün vazgeçilmez unsurlarından biridir Çekmen bezi. Alaplılı kadınlar tarafından ilmik ilmik işlenirken, özellikle köylerde yeniden yaşam bulan güzellikler arasına girer.
***
ALAPLI GÜREŞLERİ
Tarihi Kırkpınar güreşlerinin ardından ikinci Kırkpınar olarak adlandırılan Alaplı güreşleri 30 yılı aşkın bir süredir yapılıyor. Bir dönem altın kemerin de verildiği güreşlere yöre halkı ve vatandaşlar büyük rağbet gösteriyor.
FINDIK YÜREKTE ÇARPAN UMUTTUR…
Fındık, Alaplı ekonomisinin bel kemiklerinden biri, asırlardır bu bereketli topraklardan çıkar. Her yıl Ağustos ayında Alaplılı fındık üreticisinin yüreğinde çarpan umuttur. Ekmek parası mı dersin, emek mi? Fındığı avuçlarına alınca anlarsın güzelliğini. Dünyanın dört bir yanına fındık yüklü tırlar kalkar Alaplı’dan…
***
AHŞAP YATÇILIK
Alaplı’dan Osmanlı Saraylarına taşınan odunlar, keresteler. Ahşap yatçılığın tek adresi.
Alaplı’yı ortadan ikiye bölen Alaplı çayının denize aktığı yerde, sahiller bir zamanlar ahşap yatlarla, teknelerin adresiydi.
Alaplı ahşap yat ve tekenin Anavatanıdır.
***
ALAPLI’DA BALIKÇILIK
Alaplı iskelesi ve limanı sessizliğini motor sesine kurban eder. Karadeniz’e teknelerle açılan balıkçılar, yeşilin her tonu etrafında dümenini kırarak, mavinin sonsuzluğuna uzanıp, yosun ve midye kokusuyla, balıklarla asırlardır iskeleye geri dönmektedir. Alaplı için vazgeçilmezlik bir tutku ve sabır mesleğidir balıkçılık.
***
Alaplı’da daha gezmeniz nice gereken yerler, solumanız gereken nice orman havaları, tatmanız gereken nice lezzet var. Tarih ve doğa ile içiçe olan bu kent anlatılmakla bitmez.
4