İçinde bulunduğumuz mübarek Ramazan ayı, inananlara dini hissiyat ve ibadet yoğunluğu eşliğinde gündelik hayatlarını sorgulama ve değiştirme fırsatı sunmaktadır. Yüksek ahlaki duygu ve tutumlara yönelerek olumlu ve uyumlu kişilik özellikleri kazanma noktasında önemli işlevleri olan ‘Ramazan Okulu’, katılımcılarının manevi bir programa girmelerini sağlamakta ve kulluk bilinçlerini geliştirerek ‘kâmil mümin’ olma yolunda ilerlemelerine yardımcı olmaktadır. Kişilerin manevi ve ruhi dünyalarının gelişmesine katkıda bulunan Ramazan Okulunun en önemli dersleri arasında yer alır ‘Dua, Tövbe ve Teslimiyet Bilinci’. Bu ders ile psikolojik açıdan güçlenen ve her zaman ümitvar olmayı öğrenen bireyler, daha dengeli ve huzurlu bir yaşama biçimine kavuşur. İbadet ve işlerinde yalnız Allah rızasını maksat edinip elinden gelen gayreti gösterir ve sonuç ne olursa olsun Rabbinin çabasını takdir edeceği bilinciyle iç huzuru yakalar. Rasulullah (s.a.s), ‘Dua ibadetin özüdür’ ( Tirmizi, Daavat 1) diye buyurarak dua etmenin Rabbimiz katında ne denli bir öneme sahip olduğunu vurgulamıştır. Dua, insanın gücünün her şeye yetmeyeceği bilinciyle bütün kibrinden arınarak el açması, kulluğunun farkında olması ve Rabbine bağlılığını ifade etmesi anlamına gelir. Bu durum inananlar için manevi ilerleyişin en önemli basamağıdır. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de ‘Ey İman edenler! Allah’ a samimiyetle tövbe edin’ (Tahrim Suresi,8) buyurulmaktadır. Tövbe imkânı, hata eden ve bundan pişmanlık duyan kullara Rabbimizin bir armağanıdır. Duada olduğu gibi tövbede de kulun içtenliği önemlidir. Bu durumun en büyük göstergesi ise kulun yaptığı hatada tekrara düşmemesi için elinden gelen çabayı sarf etmesidir.
Tereddütsüz iman ve Allah’a tam güven olarak ifade edebileceğimiz teslimiyet, ümitsizlik duygusu karşısında mü ‘minin en sağlam korunağıdır. İmtihan dünyasında Allah’ın emir ve yasakları çerçevesinde kendisine düşeni yapıp takdire rıza göstermesidir. Kul, ‘İnsana ancak çalıştığının karşılığı vardır’ (Necm Suresi, 39) ayetinde belirtildiği üzere samimiyetle sadece Allah rızası için yaptığı işlerin mutlaka karşılık bulacağı bilinciyle hareket etmelidir. Hesap gününde kimseye haksızlık yapılmayacağını bilen mü’min, hayatta kendisini sıkıntıda bırakan durumlarda ‘Hasbünallahü ve ni’mel vekil’ (Allah bize yeter, o ne güzel vekildir) zikrine devam etmeli, elinden geleni yaptıktan sonra sonuca teslimiyet göstermelidir.
Rahmet ve mağfiret ayı Ramazan, inananların istediklerine kavuşması, korktuklarından da emin olmaları için samimiyetle yaptıkları dua ve tövbelerin kabul olunacağı, sonunda cehennemden kurtuluşun müjdelendiği mübarek bir aydır. Bu ayı bir maneviyat okulu olarak değerlendirip, dini bilgi seviyemizi de artırarak, özellikle Peygamber Efendimiz (s.a.s)’ den nakledilen dua ve tövbe örneklerini öğrenerek Rabbimize niyaz etmeli, O’nun engin rahmetine sığınarak, sonsuz kudreti karşısında kul olduğumuzun bilincinde olarak teslimiyetimizi göstermeliyiz.
Meryem Çelik