Meryem Çelik
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Köşe Yazıları
  4. MÜ’MİNLERİN NİTELİKLERİNDEN İSTİŞÂRE

MÜ’MİNLERİN NİTELİKLERİNDEN İSTİŞÂRE

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kelime olarak danışma anlamına gelen istişare, insanların bir konuda görüş alışverişinde bulunmasını ifade eden bir terimdir. (TDV İslam Ansiklopedisi)
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’deki 114 sureden biri olan Şura Suresi, adını 38. ayette geçen ve danışma anlamına gelen ‘Şura’ kelimesinden almıştır. Bahsi geçen ayette Allah (c.c.), “ Onlar Rablerinin çağrısına uyarlar, namazı özenle kılarlar. İşleri de aralarında danışma ile yürür. Kendilerine verdiğimiz rızıktan başkaları için harcarlar. ” buyurarak inananların vasıflarından birinin de istişare etmeleri olduğunu vurgulamıştır. En güzel örneklerin kendinde bulunduğu Hz. Peygamber (s.a.v.)’ de hakkında vahiy bulunmayan hususlarda ashabıyla istişare eder, onların fikirlerine önem verir ve uygulamaktan geri durmazdı. Ebu Hüreyre (r.a.) Hz. Peygamber (s.a.v.) için “Rasulullah ’tan (s.a.v.) daha fazla ashabıyla istişare eden bir kimse görmedim.” (Tirmizi, Cihad, 35) diyerek O’nun (s.a.v.) istişareye ne kadar önem verdiğini belirtmiştir.
Hz. Peygamber’in (s.a.v.) devlet başkanı olarak, dini, ticari, hukukî- cezâi konularda ve ailevî münasebetlerle ilgili istişareleri mü’minlere örnektir.
İstişare yapılacağı zaman önemli bir karara varılacağından bazı kurallara dikkat etmek gerekir. Görüşüne başvurulacak kişinin alanında uzman ve güvenilir olması önemlidir. Bu hususta sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) “İstişâre edilen kişi, kendisine emniyet edilen kişidir.” (Tirmizi, Edeb, 57) buyurmuştur. Ayrıca danışılan kişi, konu hakkında bilgisi yoksa bunu açıkça ifade etmeli ve danışanı yanlışa yönlendirmekten çekinmeli, bildiği bir şey kendisine sorulduğunda ise onu gizlemeyip doğruyu göstermelidir. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) “Kim bir kardeşine, gerçeğin başka olduğunu bildiği halde bir şeyi tavsiye ederse ona ihanet etmiş olur.” (Ebû Davûd, İlim, 8) ve yine “Sizden biriniz kardeşiyle istişâre etmek isterse kardeşi görüşünü söyleyerek ona yol göstersin.” (İbn Mâce, Edeb, 37) hadisleri danışılan kişilerin sorumluluklarını ifade eder.
Günümüzün insanını istişareden alıkoyan durumlar ‘Her şeyin en iyisini ben bilirim’ düşüncesine kapılmak ve bilgiyi uzmanına sormaktansa güvenilirliği net olmayan internet sitelerinde aramaktır. Kibrin ve kolaycılığın göstergesi olan bu durumlardan kurtulamayanlar bu dünyada halk nezdinde küçük düşebilecekleri gibi, ahirette Hak huzurunda da zor durumda kalabilirler.
İstişare ile ilgili olan birçok atasözünün de kültürümüzde yer ettiğini görürüz. ‘Bin bilsen de bir bilene danış’, ‘Danışan dağlar aşar, danışmayan düz yolda şaşar’, ‘Akıl akıldan üstündür’, ‘Soran yorulmamış’ gibi birçok atasözü, düşünülmesi ve dikkate alınması gereken mesajlar içerir. Bu mesajlara kulak tıkayanların hüsrana uğraması ise kuvvetle muhtemeldir.
Yüce kitabımızdaki ayetlerden, Rasulullah’ ın (s.a.v.) örnekliğinden ve toplumumuza ait atasözlerinden anlaşıldığı üzere hem dinimizde hem de kültürümüzde önemli bir konu olan istişare arı kovanından bal almak gibidir. Arıların çeşitli çiçeklerden aldıklarını kovanda birleştirerek insanlığa faydası tartışılmaz olan balı üretmesi gibi, istişare ile de farklı fikirlerin olduğu ortamdan en güzel çözümler ortaya çıkar.
Yaratılışımız gereği her konuyu bilme güç ve imkânına sahip olmadığımızdan, yanılma ve hata ihtimalini en aza indirmek, isabetli karar vererek başarıya ulaşmak için istişareye önem vermeliyiz.

MÜ’MİNLERİN NİTELİKLERİNDEN İSTİŞÂRE
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir