İnananları manevi iklimi ile huzura kavuşturan üç aylar; Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Rahmet ve mağfirete susayan sinelerin Rabbimizin lütuf ve ihsan yağmurlarıyla ferahladığı bu mübarek aylar, gündelik hayatın sorgulanması ve kulluk bilincinin güçlenmesi için büyük bir fırsattır. Bu fırsatın iyi değerlendirilmesi ile irade kontrolündeki başarı artar ve mü’minler arzu edilen olgunluğa erişirler.
Üç ayların ilki Recep ayıdır ve bu ay haram aylardandır. Kur’an’da, gökler ve yeryüzü yaratıldığı zaman Allah katında ayların sayısının on iki ve bunlardan dördünün haram ay olduğu açıklanıp insanların o aylar içinde Allah’ın koyduğu yasağı çiğneyerek kendilerine zulmetmemeleri istenmiş (et-Tevbe 9/36), ayrıca haram ayda savaşmanın büyük günah olduğu (el-Bakara 2/217), bu aya karşı saygısızlık edilmemesi gerektiği (el-Mâide 5/2) ve saygıya lâyık bir mâbed olan Kâbe ile birlikte haram ayın da insanların iyiliği için bir sebep kılındığı (el-Mâide 5/97) belirtilmiştir (TDV İslam Ansiklopedisi).
Recep ayının ilk cuma gecesi Regâib gecesidir. Bu gece, üç aylardaki bereketli zaman dilimlerinden mahrum kalınmamasını hatırlatan, inananları tefekküre ve ibadet yoğunluğuna sevk eden bir uyarıcıdır. Regâib kelimesi, ‘rağbet olunan değerler, büyük lütuf ve ikramlar’ anlamına gelmektedir. Bu gecede yapılan ibadetlerle birlikte herkes kendine bu fani dünyada neye rağbet ettiğini sormalıdır. Nefis muhasebesi ile hatalar, eksiklikler düşünülmelidir. Eski zamanlarda karanlığın aydınlatılması için kullanılan kandiller misali mübarek gecelerin manevi ışığıyla zihin ve gönüller aydınlatılmalı, iyi bir insan ve kul olma yolunda alınan kararlar samimiyetle uygulanmalıdır.
Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de “Kim bir kötülük yapar veya nefsine zulmeder de sonra Allah’tan mağfiret dilerse, Allah’ı çok bağışlayıcı ve esirgeyici bulacaktır.” (Nisa Sûresi, 110) buyurmaktadır. Üç aylarda sadece hatalar, günahlar için değil boş ve faydasız geçirilen her an için çokça tevbe istiğfarda bulunulmalı ve yüce Allah’ın sonsuz rahmetine sığınarak O’ndan bağışlanma dilenmelidir.
Sevgili Peygamberimiz (sas) Recep ayı geldiği zaman “Allah’ım Recep ve Şaban’ı bize mübarek eyle ve bizi Ramazan’a kavuştur.” diye duada bulunmuştur. Bu dua dilden düşürülmemeli ve fiili olarak da gereği yapılmalıdır. Güç yettiğince Recep ve Şaban aylarının gündüzü oruçlu, geceleri namazla geçirilerek Ramazan ayına hazırlanılmalıdır. Bıkkınlığa sebep olmaması için aşırılıktan uzak durulması gerektiği de unutulmamalıdır.
Rahmet kapılarının açıldığı, bağışlanmak ve çeşitli lütuflara kavuşmak isteyenlerin buyur edildiği, ibadetlerin bereketlendiği, kulun Rabbinin rızasına rağbet ettiği Regâib Gecesi tüm İslâm alemine mübarek olsun.