Ahireti ve hesap vereceğini unutmak…Sonra ise kendisinin unutulması…Atalarımızın şu sözü aslında bu durumu nasıl da güzel özetliyor: Eden bulur….
“Onlar dinlerini oyun eğlence edinmişler ve dünya hayatı da kendilerini aldatmıştı. İşte onlar bu günlerine kavuşacaklarını nasıl unuttular ve âyetlerimizi nasıl inkar edip durdularsa, biz de onları bugün öyle unuturuz.” (Ârâf, 51)
Yüce Rabbimiz, engin rahmetinin bir sonucu olarak kendini tanıyabilmemiz ve kulluğumuzu doğru yapabilmemiz için peygamberler ve kitaplar göndermiştir. (Âl-i İmrân, 164)Bu durum ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’den, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) kadar böyle devam etmiştir. Dünyadayken Allâh’ın kelâmını ciddiye almayıp, sorumluluklarını hiçe sayan, peygamberlerin getirdiği hakikatlere kulak tıkayıp, hesap vereceğini unutanların durumu ayeti kerimede açıkça ortaya konmuştur. İşte onlar unutulmuş muamelesi görecektir. Yüce Kitabımızın bildirdiğine göre; nefsani arzularının peşine takılmanın sonucu olarak, hak ve hakikati görme yeteneğini kaybeden bu insanların, yeniden dirilişi ve hesabı unutmalarının cezası cehennemde unutulmak olacaktır. (Câsiye, 23-24)
Bu kimselerin feryatlarını kimse umursamayacak, onların seslerin, yalvarışlarını kimse duymayacak ve onlar cehennemde unutulup gidecek. Pişmanlıkların fayda vermeyeceği ve kimsenin birbirine yardım edemediği o günde yapayalnız ve çaresiz kalacaklar.
Kur’ân-ı Kerim, Allâh’ın gönderdiği ilahi mesajlara duyarsız kalanların aslında daha dünyada iken sıkıntılı bir hayat süreceğinden de bahseder. “Kim de benim kitabıma sırt döner ve beni anmaktan uzak durursa, şüphesiz dünyada onun için sıkıntılı, dar bir geçim vardır, kıyamet günüde onu kör olarak diriltip huzurumuza getireceğiz”.(Tâhâ, 124) Âyet-i Kerim’eye göre dünyada bile stres ve sıkıntıdan kurtulamayacak olan bu kişiler ahirette Allâh’ın huzuruna gözleri görmez olarak çıkartılacaklar. Çünkü bu dünyada iken Allâh’ın ayetlerine gözlerini kapayanlar, kıyamet gününde de görme nimetinden mahrum kalacaklar. Tıpkı yolunu kaybeden birinin ışığı reddettiği için hep tökezlemesi gibi. Bu körlük, sadece gözde değil; kalpte başlamış, oradan tüm benliği sarmıştır. Kalp gözünü kapatan, hakikati görmezden gelen kişi o günde göremez.
İman esaslarından biri de âhirete inanmaktır. Ölümden sonraki hayatın adı olan ahiret hayatına iman ediyorsak, biz müslümanlar rabbimizin emir ve yasaklarına uymaya çalışarak bir hayat yaşama gayreti içinde olmak durumundayız. Allâh’ı ve ahiret gününü unutanlar, umursamayanlar, ölümden sonraki hayatta azab içinde ve çaresiz kalacaklar. Kur’ân-ı Kerim bunu bize açıkça haber veriyor.
Gayretimiz; Rabbimizin emir ve yasaklarına uyarak bir ömür yaşamaya çalışmak olmalı. Nerede olursak olalım Allâh’ın bizimle beraber olduğunu, bizi gördüğünü unutmadan yaşamak olmalı. Ve böylece ahirette unutulmayanların arasına girebilmek olmalı. Bir mü’mine yakışan da bu değil midir? Unutanlar unutulurlar…..Eden bulur… Rabbimize olan kulluk vazifemizi unutmamak ve bu vesileyle unutulmamak duasıyla….