Meryem Çelik
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Köşe Yazıları
  4. RAMAZAN VE MANEVİ ARINIŞ

RAMAZAN VE MANEVİ ARINIŞ

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Muâz İbni Cebel  radıyallahu anh  şöyle dedi:
– Ya Rasûlallah!  Beni cennete girdirecek, cehennemden uzaklaştıracak bir iş (amel) söyle bana, dedim.
– “Çok büyük bir şey istiyorsun. Ancak bu, Allah’ın kolay kıldığı kişi için pek kolaydır: Hiçbir şeyi ortak koşmadan yalnızca Allah’a kulluk edersin. Namazı dosdoğru kılarsın. Zekâtı verirsin. Ramazan orucunu tutarsın. Gücün yeter, imkân bulabilirsen haccedersin” buyurdu. Sonra sözüne devamla:
“Şimdi sana hayır kapılarını haber vereyim mi? : Oruç kalkandır. Sadaka, suyun ateşi söndürmesi gibi günahın azâbını söndürür. Kişinin gece yarısı kıldığı namaz da günahı söndürür” buyurdu.
Bundan sonra Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “Korkuyla ve umutla Rablerine kulluk ettikleri için  vücutları yataklarından uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez” [Secde sûresi (32), 16, 17] âyetini okudu.
Daha sonra Rasûl-i Ekrem şöyle buyurdu:
– “Sana bütün işlerin başını, ana direğini ve doruk noktasını bildireyim mi?”  Ben:
– Evet, bildiriniz Ya Rasûlallah! dedim.
– “İşin başı İslâm, direği namaz, doruğu cihaddır” buyurdu.
Sonra:
– “Sana bütün bunların kıvamının kendisine bağlı olduğu şeyi (can damarını)  bildireyim mi?” dedi.
Ben:
– Evet, bildir Ya Rasûlallah! dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber dilini tuttu ve:
– “Şunu koru! buyurdu. Ben:
– Ya Rasûlallah! Biz konuştuklarımızdan da sorgulanacak mıyız? dedim.
– “Annen yokluğuna yansın ey Muaz! İnsanları yüzüstü cehenneme sürükleyen, ancak dillerinin ürettikleridir!” buyurdu. (Tirmizî, Îmân 8. Ayrıca bk. İbni Mâce, Fiten 12)
Oruç ibadetinin en temel amacı insan iradesini terbiyedir. On bir ay belli bir yeme, içme ve uyku düzenine sahip olan bireylerin Allah’ın isteği ile bu durumu değiştirebilmesi, istendiğinde iradenin kontrol altına alınabileceğinin en güzel kanıtıdır. İnananların bedenlerini eğittikleri gibi nefislerini de terbiye ederek ‘olgun mü’min’ kıvamına ulaşmaları ise nihai hedeftir. Bir kimseden duyduğunda hoşlanmayacağı sözlerle bahsetmek, kaş-göz, el-kol hareketleriyle herhangi bir noksanlığıyla alay etmek anlamına gelen gıybet, Hadis-i Şerif’te de belirtildiği üzere insanın ebedi hayatının mahvolmasına sebep olabilecek bir hastalıktır. Ahiret azabına karşı oruç kalkanıyla korunmalı, yemeyip içmeyerek ağıza hakim olunduğu gibi, kul hakkına girilerek sevapların yitirilmesine sebep olan dilimize de sahip olmalıyız ki gerçek manada iflas edenlerden olmayalım.
Gıybet gibi haset, kusur araştırmak ve öfke ile düşünmeden hareket etmek de kalp ve zihin dünyamızı bozan, toplumda huzur ve güveni yok eden kötü alışkanlıklardandır.
İnsanı, hem dünya hayatında hem de ahirette zor duruma düşürecek bu hastalıklara yakalanmaktan Yüce Rabbimize sığınmalı, içinde bulunduğumuz Ramazan ayında ibadetlerimizle kazandıklarımızı korumalı ve hatalarımız için tevbe istiğfarı dilimizden düşürmemeliyiz.

RAMAZAN VE MANEVİ ARINIŞ
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir