TAŞLAR VE KÖPEKLER

Nasrettin hoca vaktiyle bir köye girerken sokak köpeklerinin saldırısına uğrar. Köylülerin de müdahale etmekten çekindiği köpekler üzerine gelmeye devam ettikçe eğilip yerden bir taş almaya yeltenir ama taşı yerden sökemez, ikincisi de çıkmaz üçüncüsü de…
Bir yandan canını kurtarmak için kaçmaya çalışırken bir yandan da sitem eder; Aman Allah’ım der. Bu nasıl memleket taşları bağlamışlar köpekleri salmışlar.
Faşist katil uluslararası terörist unvanı taşıyan bir yaratık televizyona çıkıyor ve Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyen teğmenlerin ortadan kaldırılması gerektiğini bunun için görev verilirse gerekeni yapacağını beyan ediyor.
CV sinde siyasal cinayetler ve uluslararası terörizm tecrübesi bulunan bir katil bu cüreti nereden buluyor?
Elbette ki siyasal iklimden din soslu milliyetçilikle yoğrulmuş bir destekle ayakta duran siyasal İslamcı iktidar bu tür yaşam formlarının kendileriyle olan simbiyotik (birbirlerine bağlı) yaşamlarından hiç rahatsız olmuyor. Üstelik bunları topluma bilinçaltı mesajlar vermekte kullanmaktan da çekinmiyor.
Mustafa Kemal’in askerlerinin teğmenlerle sınırlı olduğunu düşünmek düşmanların yapabileceği en büyük ahmaklıktır. Bu ahmaklar bilmelidir ki Türk milleti bağrında milyonlarca Mustafa Kemal askeri barındırmaktadır
Gerektiğinde fabrikalardan, tarlalardan, okullardan; buğday başakları gibi fırlayarak Mustafa Kemal’i ve çağdaş demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni ve unsurlarını canları pahasına koruyacaktır
Sözü uzatmaya gerek yok it ürür kervan yürür