SURİYE DE ALEVİ KATLİAMI
Hiç yabancı değildir aslında bu coğrafya alevi katliamlarına. 1514 çaldıran savaşı öncesinde Yavuz sultan selim in emriyle binlerce alevi katledilmiştir. Celali isyanlarıyla ilişkilendirilen pek çok alevi köyü 17. Yüzyılda yok edilmiştir. Alevilere yönelik şiddet, baskı ve katliamlar, daha çok siyasi, dini ve toplumsal faktörlerin bir araya gelmesiyle şekillenmiştir.
Yakın tarihte CIAsal İslam’ı temsil eden selefi gruplar ve onlarla işbirliği yapan kafatasçı Türk İslam sentezcisi katiller, Maraş’ta ve çorumda bebekleri kesmeye varacak kadar canice Alevileri katlettiler. Tüm bunları da Allah için savaşa nidalarıyla gerçekleştirdiler. 1993 te Sivas’ta madımak otelinde sıkıştırdıkları Alevileri devletin ve tüm dünyanın gözü önünde yakarak katlettiler. Yangını söndürmeye gelen itfaiyenin önünü kesen bu gruplar katliamı kahkahalar atarak seyrettiler.
Yüzyıllar önce başlayan bu düşmanlığın günümüzde de hiç değişmediğini üzülerek izliyoruz. Başına ödül konmuş cihatçı bir teröristin bizimde desteklediğimiz gruplarla birlikte oluşturduğu selefi orduları Suriye’yi özgürleştirdi! Ülkenin tüm serveti yağmalandı, kaynakları ise de bu yapıyı oluşturan çeteler arasında paylaştırıldı.
BOP projesinin en önemli ayaklarından birini, cihatçı selefi bir terör örgütüne yaptırtan ABD hem İsrail’in güvenliğine büyük bir katkı sağlamış hem de bölgede kurmayı planladığı Kürt devletinin temellerini atmış oldu.
Golani denilen HTŞ lideri, cihatçı selefi teröristin Suriye’de giriştiği alevi katliamının görmezden gelinmesi, golani ye verilmiş bir ödüldür. Yüzyıllardır devam eden bu düşmanlığın doğurduğu katliamların insan aklı ve onuruyla izah edilebilecek hiçbir yanı yoktur.
Bu düşmanlık ancak gelişmemiş ilkel beyinlerin sahte öteki dünya hayalleriyle beslediği bir karanlıktır. Tüm bu karanlık katliamlara siyasal ve mezhepsel çıkarlar için göz yummak, tüm inançların lanetlediği şerefsizlik ve ahlaksızlıktır…