Yasemin Zoroğlu
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Köşe Yazıları
  4. MODERN İNSANIN ANLAM ARAYIŞI

MODERN İNSANIN ANLAM ARAYIŞI

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Modern İnsanın Anlam Arayışı

Son yıllarda modernite ile birlikte değişen yaşam şartları ve tarzları, bireyleri daha çok hız ve haz odaklı bir hayatın içine sürükledi. Günlük rutinler, hayat koşturmacası derken yetişmeye ve yetiştirmeye çalıştığımız aile, iş ve sosyal hayat üçgeni… Bu hengâmenin içinde durup bir soluklanmak ve kendi içimize dönmek için fırsat ararız. Özellikle ‘covid pandemisi’ döneminde sosyal izolasyon ile bireylerin yalnızlaşıp; anlam arayışı ve ‘ölüm’ mefhumunu hatırlamasıyla birlikte bazı sorular belirdi zihin dünyalarında. Ben kimim? Dünyaya gelme amacım ne? Nereden geldim? Nereye gidiyorum? Peki, cevaplarını bulabileceğimiz yer ve kaynak neresi?

İnsan, fıtrat(yaratılış özellikleri ) itibariyle inanma, güvenme ihtiyacıyla doğan bir varlıktır. Nitekim meşhur hadisi şerifte “Her doğan fıtrat üzere doğar. Sonra anne babası onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar” (Buhâri, Cenâiz, 92) buyrulmuştur. İslam fıtrat dinidir. İnsanoğlu ruhen temiz, saf ve imana yatkın olarak yaratılmıştır. Tevhit inancı her doğan insanın yaratılış kodlarında mevcuttur. Sonradan fıtrata yapılan müdahaleler; itikadi yönden başka alanlara sapmalarla birlikte doğru soruların cevapları yanlış yerlerde aranır hale gelindi. Zira son zamanlarda; özellikle sosyal medyada da gördüğümüz, spritüel akımlar türedi. Hatta İslam dininin bazı argümanlarını da kullanıp, paganizm kökenli inançlar; Şamanizm ve Budizm sembollerini içeren ritüellerin yaygınlaştığını görüyoruz. Bunların hepsi Tevhit dini olan İslâm’a aykırı, içinde şirk bulunan, iman dairesinden çıkaran akımlardır.

Cenabı Hak, Âdem (as) den beri tüm toplumlara rehber olması için peygamberler göndermiştir. Peygamberler, doğru inanç sistemini öğretme ve uygulama açışından insanlığa örnek teşkil ederler. Hepsinin ortak vurgusu İslam dininin özü olan Tevhit inancıdır. İslâm’a girmenin ilk şartı olan Kelime-i Tevhitteki “La ilahe illallah” ilkesi ile Allah’tan başka ilah olmadığını, tek ve eşsiz olduğunu, her şeyin yaratıcısı olduğunu kabul etmiş oluruz. İkinci temel ilkede ise,” Muhammedün Resûlullah” ile İslam’ın son peygamberi Hz. Muhammed (sav) in Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna inanmayı benimseriz. Kur’an-ı Kerim’de  “İçinizden Allah’ın lûtfuna ve âhiret gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah ’ta güzel bir örneklik vardır.” buyrulmuştur. (Ahzâb, 21)

Bütün peygamberler kavimlerine rehberlik etmişlerdir. Bu minvalde Kur’an’da Hz İbrahim’in örnekliğinden ve tevhit mücadelesinden de birçok yerde bahsedilir.

“İbrâhim’ de ve ona uyanlarda size güzel bir örneklik vardır; onlar kavimlerine şöyle demişlerdi: Bilin ki bizim sizinle ve Allah’ı bırakıp da taptıklarınızla bir ilişiğimiz yoktur. Sizi (ve değerlerinizi) reddediyoruz.”(Mümtehine,4) Dolayısıyla ayeti kerimede, doğru inancın özelliği; şirkin terkedilmesi ve reddedilmesinden bahsedilir. İman ile birlikte insanın yaratılış amacına da Kur’an ve hadis kaynaklarında defaatle değinilmiştir. Rabbimiz cinleri ve insanları kendisine kulluk etmeleri için yaratmıştır (Zâriyât, 56 ). Bu amaca yönelik olmayan, fıtratı ifsat eden, sahih kaynakların dışındaki tüm inanç, akım, anlayışlardan uzak durmak gerekir. Bununla beraber Hz. Peygamber (as) de Veda hutbesinde; “Ey müminler! Size iki emanet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız takdirde bir daha asla yolunuzu şaşırmazsınız. Bunlar Allah’ın kitabı Kur’an’la peygamberinin sünnetidir” hitabıyla insanın dünya sahnesindeki ‘anlam arayışı’ ile ilgili sorularına cevap için başvurması gereken iki kaynağı vasiyet bırakmıştır. Selam ve dua ile…

 

MODERN İNSANIN ANLAM ARAYIŞI
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir