Geçen sayıda yazdığım Alaplı Belediye Başkan Yardımcısı Turgay Yazgan ile ilgili köşe yazımla ilgili bir yanlış anlaşılmayı gidermemiz gerekiyor.
Açıkçası aramızdaki bir meseleyi çözmemiz şart!
Aslında kendisinin izin mefrumu gözetmeden çalıştığını ifade etmeye çalışırken, yaşanan bir iletişim kazası ve yazıma gelen yorumlar olayı bam başka bir boyuta taşıdı.
Alaplı Belediye Başkan Yardımcısı Yazgan, o yazım sonrasında 10 yıl önce yaşanan bir izin belgesi yırtma olayı yeniymiş gibi algı olması sebebiyle sitemde bulundu.
Bu mesleğin bir cilvesi olan; ne İsa?ya, nede Musa?ya yaranabildik. Hayatımda yaranmak gibi bir derdim de olmadı?
Eğer benim yazdığım yazıyı sırf siyaset yapmak için birileri çarpıttı ve kendisine yanlış aksettirdi.
Benim yazımda Belediye Başkanına kızdı, izin belgesini yırttı diye bir ifade yok. 10 yıl önce yaşanmış bir olayı başlığa çektim tüm günahım bu.
Ben Yazgan’ın bugüne kadar yaptığı işlerden alnının akıyla çıktığını düşünüyorum. İşini hakkını vererek yaptığı kanaatindeyim.
Yalnız, Alaplı son 30 yılda böyle anlamsız çıkışlar yüzünden az mı çekti?
Benim topluma hizmet edenlerle hiçbir sorunum olmaz.
Ben zaten dar boğaz ve sıkıntılar yüzünden stres küpüne dönen halkı neden kutuplaştırayım.
Benim kimseyi töhmet altında bırakacak, şüphe uyandıracak bir davranışım olmaz.
O nedenle diyorum ki, yazım yanlış taraflara çekildi?
Ben Yazgan’ın Başkan Yardımcısı olmasına nasıl olumlu baktığımı defalarca açık açık yazdım.
O yüzden şunu rahatlıkla yazabiliyorum.
Kısaca Yazgan benim nazarımda, olumlu yanları olumsuzlardan çok olan bir belediye başkan Yardımcısı…
İtirazım, yazının tamamını okumamasıdır.
O yüzden hem beni kırmamış olurdu, hem de şeffaflığını ortaya koymuş olurdu.
Benim hissiyatım işte bu sayın Yazgan…