İnsan, yaratılmış bütün varlıkların en mükemmeli olsa da fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçları olan, bu ihtiyaçlar karşılanmadığında da huzursuzluk hissi ile birlikte yaşam motivasyonunu kaybedebilecek bir özelliğe sahiptir. Bilimsel araştırmalar, insanın nefes alma, yeme-içme, barınma, güvenlik gibi hayatın sürdürülebilmesi için gerekli olan en temel ihtiyaçların yanında, sevme-sevilme, beğenilme, takdir edilme, saygı duyma-duyulma, ait olma gibi psikolojik ihtiyaçlarının da olduğunu ve bunların kişilik gelişimindeki önemini göstermektedir.
Yüce dinimiz İslam emir, yasak ve tavsiyeleriyle insanın beden ve ruh sağlığının korunmasını hedeflemiş, davranışlarımıza yön veren duygularımızı nasıl kontrol edeceğimiz konusunda yol göstermiştir. Özellikle kalbin anatomik yapısının dışında birçok duyguyu da bir arada barındıran özelliğine dikkat edilmesini tavsiye etmiştir. İnsanın psikolojik ihtiyaçlarından olan ‘sevgi’ nin kalpte birçok çeşidi birden olabilir. Allah sevgisi, anne-baba sevgisi, evlat sevgisi, dünya sevgisi, hayvan sevgisi, makam ve ya servet sevgisi gibi. Yüce dinimiz kimi ne için sevdiğimize dikkat etmemizi öğütler. Dünyalık hevesler için ahiret yurdumuzdan olmamızın da gerçek anlamda iflas olduğunu ortaya koyar.
Enes bin Malik (ra)’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Üç özellik vardır; bunlar kimde bulunursa o, imanın tadını tadar: Allah ve Rasulünü herkesten fazla sevmek, sevdiğini Allah için sevmek, Allah kendisini küfür bataklığından kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmak gibi çirkin ve tehlikeli görmek. (Buhari, İman 9)
Allah ve Rasulünü her şeyden fazla seven mü’min, dini görevlerini titizlikle ve zevkle yerine getirmeye gayret eder. Sevdiğini Allah için seven mü’min din kardeşini iyiliğe teşvik eder, yanlışa düştüğünde ondan yüz çevirmez doğruyu gösterir ve buna karşılık din kardeşinden herhangi bir menfaat ummaz. İmanla şereflenen mü’min ebedi azaptan korunmak ve imanını muhafaza için dünyalık ihtirasların bütün baskılarına rağmen sabredip Allah’ın hudutlarını aşmaz.
Bir kulun esas gayesi kendisini yaratan ve birçok nimeti lütfeden Rabbinin sevgisini kazanmak olmalıdır. Rabbimiz yüce kitabında iman edip güzel amel işleyenleri, Hz. Peygambere (sav) tabi olanları, ahlakı güzel olanları, kendi rızası için birbirlerini sevenleri seveceğini bizlere bildirmiştir. Sevmek tanımayı gerektirir. Rabbimizi, Hz. Peygamberi (sav), Ehl-i Beyti, Sahabeyi tanıyalım. Tanıdıkça daha çok sevelim ki “ Kişi sevdiği ile beraberdir.” (Buhari, Edeb, 96) Hadis-i Şerifinin müjdesine nail olalım.
Meryem Çelik
1 Yorum
- Yorumların Sıralanışı
- Yeniden Eskiye
- Eskiden Yeniye
Amin hocam, elinize emeğinize sağlık.🤗