Meryem Çelik
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Köşe Yazıları
  4. HOŞ GELDİN YA ŞEHR-İ RAMAZAN

HOŞ GELDİN YA ŞEHR-İ RAMAZAN

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sahîh adlı hadis kitabı musannif ve müellifi muhaddis İbni Huzeyme, Selmân-ı Fârisî radıyallahu anh’ın “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize Şaban ayının son günü bir hutbe irad etti ve şöyle buyurdu.” dediğini nakletmektedir:

“Ey Müslümanlar!

Büyük ve mübârek bir ayın gölgesi üzerinize düştü. Bu, içinde “bin aydan daha hayırlı olan” Kadir Gecesi’nin bulunduğu bir aydır.

Bu ay, Allah Teâlâ’nın, gündüzlerinde orucu farz; gecelerinde teravih namazını nafile olarak meşru kıldığı (mübarek) bir aydır.

Bu ayda kim bir hayr işlerse başka zamanlarda bir farzı yerine getiren kimse gibi sevap kazanır. Bir farzı eda eden de başka aylarda yetmiş farzı yerine getiren gibi sevap kazanır.

Bu ay, sabır ayıdır. Sabrın karşılığı da cennettir.

Bu ay, yardımlaşma (muâvenet), iyilik ve dostluk ayıdır.

Bu ay, müminin rızkının arttığı bereket ayıdır.

Kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, onun günahlarının bağışlanmasına ve cehennemden kurtulmasına sebep olur. İftar ettirdiği Müslüman’ın aldığı sevaptan bir şey eksilmeksizin onun kazandığı kadar da ayrıca sevap kazanır.”

– Bizim hepimiz bir oruçluyu iftar ettirecek imkâna sahip değildir, dediler.

Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:

“Allah Teâlâ bu sevabı bir oruçluyu bir hurma veya bir yudum su ya da bir içim süt ile iftar ettirene de verir.” buyurduktan sonra hutbesine şöyle devam etti:

“Bu ay, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş olan bir aydır. Kim (bu ayda) emri altındakilerin yükünü hafifletirse Allah onu bağışlar ve cehennemden âzâd eder.

Bu ayda dört şeyi çok yapınız.

Bunların ikisi ile rabbinizi hoşnut edersiniz; ikisinden de zaten uzak kalamazsınız.

Rabbinizi hoşnut edecek iki işiniz; lâ ilâhe illallah diyerek Allah’ın birliğine şehadet etmeniz ve bağışlanma dilemenizdir.

Uzak kalamayacağınız öteki iki şeye gelince, onlar da Allah’tan cenneti isteyip cehennemden kurtulmayı dilemenizdir.

Kim bir oruçluyu doyuracak olursa, Allah onu benim havuzumdan sulayacak o da cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir.”

(İbn Huzeyme, Sahîh, III, 191-192; Aliyyü’l-Karî, Mirkatü’l-Mefâtîh, IV, 455-457)

Geçtiğimiz sene “Yine Gel!” diyerek özlemle uğurladığımız “On Bir Ayın Sultanı” Ramazan ayına kavuşmuş bulunuyoruz. Kur’an-ı Kerim’de ‘sayılı günler ‘ diye nitelenen, ‘umulur ki korunursunuz’ diye öğüt verilen, yapacağımız ibadetlerin değerinin kat kat karşılık bulacağı bu bereketli ayın kıymetini idrak edelim. Bir tas çorba içerek doyuma ulaştığımız iftar sofralarında israftan kaçınarak, tuttuğumuz orucu kendimize kalkan yapıp sabredip kalp kırmayarak, çalışanlarımızın yükünü hafifleterek, yardıma muhtaçların gururunu incitmeden yardımda bulunarak, anne-babamızın hayır dualarını almaya çalışarak, komşu ve akrabalarımızın hal ve hatırlarını sorarak, dünyadaki tüm Müslüman kardeşlerimizin   sağlık afiyet ve huzur içinde olmasını niyaz ederek bu mübarek ayı en güzel şekilde değerlendirelim. “Bu Ramazan ve Her Zaman” iyilik üzere yaşayanlardan olmak duasıyla…

 

HOŞ GELDİN YA ŞEHR-İ RAMAZAN
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir