Meryem Çelik

VESİLE OLMAK

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Ebû Amr Cerîr İbni Abdullah radıyallahu anh şöyle dedi:

Bir gün erken vakitlerde Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ in huzurunda idik. O esnada, kaplan derisine benzeyen alaca çizgili elbise veya abalarını delerek başlarından geçirmiş ve kılıçlarını kuşanmış, tamamına yakını, belki de hepsi Mudar kabilesine mensup neredeyse çıplak vaziyette bir topluluk çıkageldi. Onları bu derece fakir görünce, Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’ in yüzünün rengi değişti. Eve girdi ve sonra da çıkıp Bilâl’e ezan okumasını emretti; o da okudu. Bilâl kâmet getirdi ve Allah Rasûlü namaz kıldırdı. Daha sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir hutbe irad etti ve şöyle buyurdu:

“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan eşini var eden ve ikisinden pek çok kadın ve erkek meydana getiren Rabbinize hürmetsizlikten sakının. Allah şüphesiz hepinizi görüp gözetmektedir” [Nisâ sûresi (4), 1].

Sonra da Haşr suresinin sonundaki şu âyeti okudu:

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun, herkes yarın için ne hazırladığına baksın” [Haşr sûresi (59), 18]. Sonra:

“Her bir fert, altınından, gümüşünden, elbisesinden, bir sa’ bile olsa buğdayından, hurmasından sadaka versin; hatta yarım hurma bile olsa sadaka versin” buyurdu.

Bunun üzerine ensardan bir adam, ağırlığından dolayı neredeyse kaldırmaktan aciz kaldığı, hatta kaldıramadığı bir torba getirdi. Ahali birbiri peşine sökün edip sıraya girmişti. Sonunda yiyecek ve giyecekten iki yığın oluştuğunu gördüm. Baktım ki Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’ in yüzü gülüyor, sanki altın gibi parlıyordu. Sonra Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu:

“İslâm’da iyi bir çığır açan kimseye, bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey noksanlaşmaz. Her kim de İslâm’da kötü bir çığır açarsa, o kişiye onun günahı vardır. O kötü çığırda yürüyenlerin günahından da ona pay ayırılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey noksanlaşmaz.”

(Müslim, Zekât 69. Ayrıca bk. Nesâî, Zekât 64)

Bir Müslümanın yüksek ahlaki duygulara sahip olması ve bu duruma uygun davranışlar sergilemesi dinimizin ana hedeflerindendir. Hz. Peygamber’in (sas) terbiyesiyle olgunlaşan sahabe efendilerimiz O’nun (sas) halinden ve söylemlerinden ne istediğini anlar ve hemen yerine getirerek bağlılıklarını gösterirlerdi. Hadis-i Şerifte; Peygamberimizin (sas) tavrından ve namaz sonrası irad ettiği hutbeden kendisini ziyarete gelenlerin doyurulmasını ve giydirilmesini arzuladığını anlayan Medineli bir sahabi kaldıramayacağı ağırlıktaki yiyecek ve giyecekle gelerek Rasulullah’ı (sas) sevindirir. Bu şekilde hayır yapanları öven Hz. Peygamber (sas), en büyük sevabı, iyiliği ilk yaparak örnek olup diğerlerinin de yapmasına vesile olanların alacağını bildirmiştir.

Güzel ve hayırlı işlerde öncü olmak, örnek olunan insanların yapmış olduğu iyiliklerin sevabından nasiplenmeye sebep olduğu gibi, dinimizce hoş ve helal olmayan bir işi yapmak veya teşvik etmek suretiyle kötülükte çığır açmak da büyük bir vebaldir. İnce düşünülmeden, sonuçları hesap edilmeden söylenen sözler, yapılan hareketler başkalarının iç dünyasında kötü yankılanabilir. Bazen sadece kendimize zararı olduğunu yahut sadece bizi ilgilendirdiğini düşündüğümüz kötü bir eylemi bir başkasına söylemek onun da bu eylemi yapmaya başlamasına vesile olabilir. Konuyu daha iyi açıklayayım derken -Allah korusun!- sebep olma endişesiyle örnek vermekten imtina ettiğim bu noktada yazıyı sonlandırmanın yerinde olacağını düşünüyorum.

Hayrı yapan kadar hayra vesile olanların da büyük sevap kazanacağı müjdesiyle, iyilik yapmak isteyenle muhtaç olanları buluşturma gayreti sonucunda ecdadımız çeşitli vakıflar kurmuşlardır. İhtiyaçlarının farkında olarak insanların hayatını kurtaran, suçlu durumuna düşmelerini engelleyen, toplumun huzur ve güvenliğine katkısı tartışılmaz olan vakıf geleneğine sahip çıkarak amel defterimizin sevap hanesini açık tutacak hayırlara vesile olabiliriz. Dünyada da ahirette de iyilik ve güzelliklerin bizimle olması duasıyla…

VESİLE OLMAK
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir