“Ne Ekersen Onu Biçersin”

Dünya meşgalesiyle, hayatın koşturmacasında; yaptığımız iş ve eylemlere bir de Kuran ve Sünnet gözlüğüyle bakalım. Neyi ne amaçla, ne niyetle ettik eyledik? Allah rızası gözetiyor muyuz?
Bir ev hanımının, bir annenin her gün yaptığı bitmeyen ev işinden tutun da çocuklarının bakımından uykusuz kaldığı gecelere kadar hepsinde Allah’ın rızası vardır. Kur’an tabiriyle “salih amel” kapsamına girer. Hakeza bir babanın da ailesinin geçimi için çalışması, helal yollardan maişetini sağlaması, evi ve ailesiyle yakınen ilgilenmesi de bu kapsamdadır. Sanıldığı gibi, ahiret sevabına nail olacak ameller sadece Allah a kulluk görevi olan ibadetler değil; Allah rızasına uygun olan, her iş ibadet niteliğindedir.
Biz zannediyoruz ki; yaptığımız ya da yapmadığımız her iş karşılıksız kalacak.Yaptığımız hayır hasenat, dualar,namaz, oruç vb ibadetler..Bunların hepsi birer ahiret azığıdır.
Nitekim Zilzal suresinde Cenabı Hak ‘’ Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu (karşılığını) görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu (karşılığını) görür.’’(Zilzal Suresi 7-8) Buyurmuştur.
Dünya hayatını bir tarla gibi görürsek; ektiğimiz her tohumun hasadını ahirette alırız.Bununla beraber arpa ekip de buğday biçildiği de görülmemiştir. “Ne ekersen onu biçersin” demiş atalarımız. Bir bahçeye gül fidanı dikildiğinde dallarından papatya çıktığına şahit olanımız yoktur. Bu mecazi benzetmeden sonra; mevzuyu somutlaştıracak olursak şu misalleri verebiliriz.Dünya hayatında iyi ya da kötü işlediğimiz ameller, bir kula, bir canlıya davranış şeklimiz, iş ve ticaret ahlakımız, aile ilişkilerimizden tutun da sosyal ilişkilerimizdeki ahlakımıza kadar hepsi bir şekilde hem dünya hem de ahiret hayatında, ya zararımıza ya da yararımıza olacaktır.
Hele ki, Kerim kitabımız Kur’an’ın “elinizin altındakiler” diye belirttiği, birinci derecede sorumlu olduğumuz ailedeki bireylerin maddi manevi hak ve hukukuna riayet etmek önceliğimiz olmalıdır. Zira, ahirette birbiriyle hesaplaştırılacak kişiler, birbirine en çok hakkı geçenler olacaktır. Dolayısıyla daha dünyada iken helalleşmek elzemdir.
Baktığımızda, her nerede olursa olsun; ister aile içinde ister sosyal hayatın içinde öfke, nefret, şiddet tohumlarının ekildiği bir yerden bir gül bahçesi çıkmasını beklemek mümkün değildir.Tam tersini düşünürsek, sevgi, saygı nezaket ve letafetin bulunduğu ortamlardan güzellikler peyda olur.Nitekim “iyilik eden iyilik bulur”.
Bu minvalde Sevgili Peygamberimiz (sav) “Dünya, ahiretin tarlasıdır” (Buhârî, Rikâk, 3) buyurmuşlardır. Dünya hayatında tohum ekmeyen ya da zararlı tohum eken ahirette meyvesini alacaktır. Ebedi alem için hazırlık yapmak, akıllı, şuurlu bir Müslümanın önceliği olmalıdır. Rabbim rızasına uygun salih ameller işlemeyi, hasatını, meyvesini bu dünyada ve ahirette alabilmeyi cümlemize nasip eylesin.Selam ve dua ile..